Can You Hear My Heart: Kalbiyle Duyanların Hikayesi..

Yine bir dizi yazısı ile karşınızdayım sayın okurlar. Hem de bu dizimiz tam 30 bölüm, ama bu sizi hiç korkutmasın çünkü ben tamamını bi haftada bitirdim, öyle merak uyandırıcı ve sürükleyici..

Can You Hear My Heart’ın konusu hakkında detaylı bilgi almak isteyenleri sevgili mydestiny’nin yazısına davet ediyorum. Ben sadece ufak bir karakter haritası vereceğim; çünkü kişiler, olaylar o kadar karmaşık ki her şeyi anlatmam saatler sürebilir 🙂 Spoiler kısmına geçmeden de diziyi şiddetle tavsiye ettiğimi söyleyeyim, izleyin izletin sayın okurlar, özellikle Dong Joo kuzusu için.. Oyy yerim 🙂 Tüm bölümleri şu linkten indirebilirsiniz..

 

SPOILERR!!

Öncelikle minik kuzum, bademli keşkülüm Cha Dong Joo’dan bahsedeyim. Küçükken geçirdiği bi kaza yüzünden sağır oluyor ve şirketlerinin varisi olduğu için bunu kimseye belli etmeden yaşamak zorunda kalıyor. Etmiyor da, o söylemese daha kimse onun işitme engelli olduğunu anlamazdı. Bir de öyle masum, öyle temiz bir yüzü var ki Allah gerçekten özenmiş de yaratmış sanki.. Ben bu çocuğu çok sevdim, diziyi izleme sebebim büyük ölçüde odur yani..

Küçüklüğü de pek bi tatlıydı, daha o yaşlarda ne kadar merhametli, alçakgönüllüydü. İçinde gram hırs yok, kötülük yok.. Bu entrika dolu dizide böyle masum bi karakter nasıl başrolde karşımıza çıkmış ilginç.. Ben Dong Joo’nun büyüdüğünde bi piyano virtüozu olacağını düşünmüştüm, tabii sağırlığı bu hobisine engel oldu. Ya da en azından başka bi sanat dalıyla uğraşan, her şeyden uzak bi adam olmalıydı o. Bu karmakarışık ailede böyle bir şey mümkün değildi elbette..

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, ben bu çocuğun gülüşünü çok feci şekilde Bae Yong Joon’a benzettim (ve tabii doğal olarak Kim Hyun Joong’a), o güldükçe Bae’cim gülüyor gibi hissettim, aynı sımsıcak gülüş.. İkisinin de lakabı “killer smile” imiş sonradan öğrendim, bu ikisini karşına alıp güldüreceksin oy oyy 🙂

Bu beyefendi de nam-ı değer Bong Ma Ru ya da diğer adıyla Jang Jun Ha. Kim olduğu konusu ise o kadar karmaşık ki of off 🙂 Kısaca Dong Joo’nun manevi abisi, üvey kardeşi.. Bu çocuk daha küçüklüğünden belli olduğu gibi soğuk, hırsı biri oldu. Tam da olmasını beklediğimiz gibi biri olarak karşımıza çıktı Ma ru. Tabii bu kadar yakışıklı olmasını beklememiştim, o siyah saçları, asi havasıyla esti geçti valla 🙂 Ama.. Karakteri konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Dizi boyunca en çok söylendiğim kişi oldu Ma Ru. Karaktersiz mi desem ne desem bilemedim. İnsan ne olursa olsun hiç ailesini bırakır mı ardında. Şiddet görse, ona kötü davranılsa falan tamam, ama sadece fakirler diye, hele de babası özürlü olduğu için ondan utanıp kaçması çok kötüydü. Bi de Dong Joo ve annesini öz ailesi gibi sevdi. Tamam Dong Joo sevilir ona bi lafım yok ama insan ailesini başkaları için nasıl 2. plana atar hala anlamıyorum..

Yine de gerçek ailesinin ondan vazgeçmemesi hoştu, onu 16 yıl boyunca beklediler, hiç usanmadan bıkmadan.. Ma Ru’nun nasıl biri olduğunu son bölüme kadar bir türlü anlayamasam da Dong Joo’ya karşı çok iyi bir abi olması ve Woo Ri’yi sahiplenip ailesine geri dönmesiyle kalbimi azıcık kazanmayı başardı.. Gerçek annesini affetmedi bir tek, o konudada  bir şey diyemem en doğrusu da buydu, o kadın affedilmez yaa..

Anne demişken bu dizinin sorunu anne babalardır kesinlikle. Kimse kimsenin öz annesi ya da babası değil. Herkesin 3 babası 2 annesi var falan.. Dizinin konusunu birine anlatmak imkansız bu yüzden, ben denedim olmadı amman siz denemeyin 🙂

Bu da esas kızımız Bong Woo Ri.. Saçları çok tuhaf değil mi 🙂 Arkadaşı Seung Chul uzay mekiğine benzetmişti kızın saçını alem çocuk 🙂 Bu kız fazla sosyal, fazla sıcak kanlı, hiçbir kan bağı olmadığı halde kendisine baktıkları için babasını ve büyükannesini ölümüne sevip koruyacak kadar da iyi.. Daha ne olsun..  Sağır olan anneciğini de fabrikada çıkan bir yangında kaybediyor, özürlü babasıyla bir başına kalıyor. Yani işitme engeli bu kız için hiç sorun değil, o Dong Joo’nun da duyamadığını değil, çok iyi gördüğünü söylüyor.. Dudak okuyabildiği için.. Öyle tatlı..

Bu da Woo Ri’nin babası (tabii ki gerçek babası değil) Bong Young Gyu. Biraz saf olsa da kalbi iyilikle dolu bir adam. Hem de sağlıklı olduklarını iddia eden erkeklerden çok daha sadık bir eş. Ölen karısını hiç ama hiç unutmuyor, ona sonsuza dek sadık kalıyor.. Woo Ri ile aralarındaki ilişki çok hoştu, aralarında kan bağı olan bir sürü baba kızda böyle bir ilişki yok maalesef, ne yazık ki..

Bu da Woo Ri’nin en yakın arkadaşı Seung Chul. Ben bu çocuğu çok sevdim yaa, hiçbir entrika ile işi olmayan, tavukçusundan ve platonik akşı Woo Ri’den başka bir şey düşünmeyen masum bir çocuk.. Tüm o karmaşanın içinde esprileriyle, sevimli halleriyle diziye tat kattı, sonunda da sanırım Min Soo ile aralarında bir şeyler oldu, hayırlısı 🙂 Ben Min Soo’yu hep Ma Ru ile yakıştırmıştım ama senaristlerin işine karışılmaz tabii..

İşte bu karakterler bir araya geliyor ve 30 bölümlük sımsıcak bir dizi ortaya çıkıyor.. Her ne kadar son bölüme kadar Dong Joo’nun duyabileceği umudunu hiç kaybetmesem de böylesi de çok güzel oldu. Sonuçta bu engel aşklarına da engel değil ya 🙂

Can You Hear My Heart duyamasa da sevdiği kızın kalbinin sesini duyabilecek kadar tatlı bir çocuğun hikayesi.. Kaçırmayın diyorum.. Herkese iyi seyirler^^

Nisan 9, 2012 tarihinde film içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin. 17 Yorum.

  1. Yaşasın, yazı bile yazmışsın! :))

    Dong Jo’nun sevilmeyecek yanı yok resmen, ne güzel bir adamdı o öyle! Ben de hep sanatçı olacağını -sağır olmasına rağmen- düşünüyordum . Sağır rolünde çok başarılıydı, izleyici olarak çoğu zaman adamın gerçekten sağır olduğunu sanıp, üzülmüşlüğüm vardır:)

    Ma Ru çok karışık bir karakterdi hakikaten. Ben de sevsem mi sevmesem mi modundaydım hep. Bir ara yoldan çıktığında korktum böyle gidecek diye.. Zaten babasının yüzünü güldürmeseydi koreye gider terlikle döverdim Ma Ru efendiyi (ya da senaristi 😛 )

    Hahaha 😀 Gerçekten diziyi anlatmak çok zor, insan içinden çıkamıyor. Anneler babalar
    havada uçuyor.

    Young Gyu, ahhh bu adam aklıma gelince bir an için gözlerimin dolmasına sebep oluyor, sonra aklıma son bölümde yaptığı intikam hareketi geliyor kahkahayı patlatıyorum! İlan verdiklerinde eve gelen çocuğu herkes Ma Ru diye bağrına basarken Young Gyu’nun bir bakışta gerçeği okuması süperdi. Bir de yaptığı pirinçler var, Ma Ru yiyemeyecek diye çok korktum. 😀

    Seung Chul adamım! 😀 En az babası kadar komik bir karakterdi. Diğer ikinci adamlara hiç benzemiyordu di’mi? Entrikasız, yalansız dolansız güzel bir adamdı:)
    Ellerine sağlık^^’

    • bu dizi izlenir de yazı yazılmaz mı hiç 🙂 spoiler vermemek için kendimi zor tuttum ama 🙂

      dong joo’nun üzerine kaç dizi izledim hala unutamadım keratayı yaa çok sevdim öyle böyle değil 🙂 bir de senin gibi etkilenip gerçekten sağır olduğunu düşünmeye başladım falan, ağır fangirl sendromu 🙂

      maru çok karmaşıktı haklısın, iyi mi kötü mü zavallı mı sinsi mi anlayamadım, ama sonunda sevdim onu da, dizi o kadar sıcacık ki sevilmedik kimse kalmıyor sonunda 🙂

      young gyu ne tatlı bir babadır yaa, çoğu biyolojik babadan daha baba hem de. bi insan oğlunu ancak bu kadar sevebilir. adam bu rolü gerçekten hakkıyla yerine getirdi bravo..

      seung chul favorimdi zaten, tatlı şey 🙂 yalnız ilk bölümlerde, hatta çocukların büyüdüğü bölümde esas kızımız peşinden koştuktan sonra neden seung chul’u öptü anlamadım:/ tek soru işaretim budur..

      güzel yorumun için teşekkürler canım, senin de eline sağlık^^

  2. scent of a womanı bitireyim ya buna ya da city hall’a başlicim 😀 amanın tutmayın beni, diziye aç kalmışım meğer, stres atmak içinde de birebir, verdiğin dozunda spoiler için de teşekkürler dayanamayıp hepsni okumuştum ama öyle çok fena ifşa etmemişsin 😀 😀 😀

    😀 mim içinde teşekkür etmiş miydim 😀 komawo 😀

    • yaa bünye alışmış işte, bi süre maruz kalmayınca hemen alarm vermeye başlıyor 🙂 scent of a woman çok güzeldi ama, son zamanlarda izlediğim en güzel dizi.. senden de bi yazı beklerim artık 🙂

      rica ederim canım ne demek^^

  3. bu sefer spoiler yemeyim diye yazının tümünü okumadım ama mydestiny’nin yazısından beri bu diziyi izlemek ister dururum… ama bi türlü sıra gelmedi 😛 güncel dizilere başlayınca eskiler kalıyor…

    yine de mayısta yeniden manyaklar gibi dizi izlemeye başlayınca bunu da izlerim inşallah. yani öyle umuyorum 🙂 eline sağlık canım ^^

    • bu yaz senden yine Kore dizileri hakkında uzun yazılar okuyacağız sanırım heyyooo 🙂 sen bu diziyi de listene al, dram değil, komedi de değil, böyle sımcasık bir aile dizisi. ama benim izleme sebebim dong joo’dur, itiraf edeyim. oyy yirim 🙂

  4. ne zaman başlıyacak bu dizi

    • selamlar.. bu dizi geçen sene çekilmişti, çoktan başladı bitti.. yazımda link vermiştim oradan indirip izleyebilirsin.. iyi seyirler^^

  5. yaaaa çok sevmiştim ben de bu diziyi:):) yazını okuyunca Dong Joo’yu,Seung Chul’u özledim şimdi ama!Hele ki Seung Chul 😀 😀

    ”Woo Ri’nin babası (tabii ki gerçek babası değil) ” parantez içi çok anlamlı olmuş masalevi 🙂 Hakikaten o neydi ya kimse akraba değil ama akraba gibi yaşıyorlar.Ma Ru’yla ilgili ben de kararsızım onları bırakıp gitmesi anlaşılabilir aslında o yönde davranışlar sergileyen bir çocuk bir an çekip gitmek isteyebilir.Onun da eline böyle bir fırsat geçti neden gitmesin?Ama döndüğünde onlara böyle davranması mantıksız o yaşa gelmiş hala mı kabullenemiyor durumu?neyse böyle işte ellerine sağlık^^

    • ben de çok sevdim bu diziyi yaa, hatta şimdi okuyunca bile özlediğimi fark ettim, gerçekten çok sıcak samimi bi havası vardı. demek sen de seung chul severlerdensin ha, ben de bu çocuğa bayıldım, hatta millet neyini seviyorsun falan derken ben hep onu savundum 🙂

      akrabalık işinin baya baya suyu çıkmıştı, kimse kimsenin gerçek ailesi değil herkesin iki anası babası var falan 🙂 o karakter haritası olmasa benim kafa daha çook karışacaktı belli ki 🙂 maru dediğin gibi çok acayip bi karakter. hadi ergenken ailesini terk etti ama insan hayatı boyunca bu kadar da utanmaz ki canım sen 30 yaşına gelmişsin artık o tür komplekslerden arınmış olman lazım değil mi? neyse gerçi dizinin sonunda o da doğru buldu en azından 🙂

      senin de eline sağlık canım^^

  6. bu güne kadar bir çok kore dizileri izledim . . .Jang geun suk dizileri olsun le min ho dizileri olsun … hiç biri beni bukadar etkilememişti 🙂
    Geçenlerde internette can sıkıntısına geziniyordum . Yanlışlıkla can you hear my heart ‘ı açtım . Kapatacaktım ki vardır bunda bir hayır diye düşündüm :)İnsan bazı şeylerden ötürü deyişir ya ben bu dizi sayesinde gerçek mutluluğu öğrendim…(Tabi diceksiniz bu kişinin çok mu kötü yaşantısı var ? diye . Aniyo aniyo aniyo tabikide yok.Allah’ıma şükür mutlu bir yaşantım var fakat bu güne kadar mutluluğu yaşarken anlamının farkındalığına varmadan yaşıyormuşum meğer …diziyi izleyince heleki Dong Joo yu hayatıma bir tat , bir güzellik , bir canlılık girdi…
    Yine böyle internette gezinirken sizin sitenize girdim ve can you hear my haert hakkında yorumlarınızı görünce dayanamadım (vardır bundada bir hayır diyerekten 🙂 ) bende bi şeyler katmak istedim 🙂
    Bu sitede bir çok kuzu ya rastladım ama içlerinden en tatlısı benim kuzum 🙂 🙂 🙂 (Jae Won Kim)

    • evet canım haklısın cyhmh gerçekten diğer birçok Kore dizisinden daha etkileyici.. insan bir kere elde ettiklerinin değerini anlıyor değil mi, mutlu bir aile, sağlıklı bir beden.. dong joo bana da her şeyden önce mutlu olmayı, pes etmemeyi, ne olursa olsun pozitif kalabilmeyi öğretti..

      yorumunla çok mutlu oldum canım, bu aralar internete fazla giremediğim için geç yorum yazdım kusura bakma..

      kim jae won kuzular içinde ilk sıralara oynar gerçekten 🙂 harem yazımı şimdi yazsaydım onu asla kaçırmazdım 🙂

  7. ne demek . . . asıl ben çok mutlu oldum yorumuma cevap yazdığınız için . 🙂

  8. Cok guzel bir diziydi Tafsiyeniz icin cok tesekurler 4 gune bitirdim harikaydi ya )))))

Yorum bırakın