Blog Arşivleri

2011’den Geriye Kalanlar..

Selamlar^^ Yine yeni ve şahane bir mim yazısıyla daha bloğuma giriş yapmış bulunmaktayım 🙂 Sevgili Hikaru şu yazısında beni mimlemişti, ben de bu tembellikle anca yazabildim 🙂 Neyse başlamak bitirmenin yarısıdır diyor ve yazıya başlıyorum.. Öncelikle konumuz 2011’in enleri.. Bakalım geçen seneden aklımızda neler kalmış 🙂

Yılın Amerikan Dizisi: Çok fazla Amerikan dizisi takip ettiğimi söyleyemem aslında, ama bu yıl da severek izlediğim, her bölümünde katıla katıla güldüğüm “Two and a Half Men”i es geçemeyeceğim. Bu sezon Charlie öldüğü için dizinin tadı kaçar diye düşünmüştüm ama hiç öyle olmadı. Tabi bunda Ashton Kutcher‘ın payı büyük elbette 🙂 Öyle tatlı, saf, sempatik bir karakterle girdi ki diziye onu sevmemek mümkün değil..

Yılın Uzakdoğu Dizisi: Kesinlikle “Secret Garden”.. Oyunculuklar, konu, mekanlar, Hyun Bin, uri Oska.. Ve daha bir  sürü şey bu diziye bağımlı yapabilir insanı.. Bir de şarkıları yok mu? Oyy dinledikçe tekrar izleme isteği uyandırıyor insanda..

Yılın Amerikan Filmi: Bu sene iyi filmler çıktı gerçekten, şimdi düşündüğümde çoğu aklıma gelmiyor hatta.. Harry Potter, The Limitless, Pirates of the Caribbean, The Help gibi şahane filmlerdi hepsi de.. Tabi Super 8 gibi saçma sapan filmler de olmadı değil.. (Bu filme nasıl para verip de gittim hala anlamıyorum, yarısına kadar zor dayanmıştım:/ ) Ben yılın filmi olarak “Sherlock Holmes: A Game of Shadows“u seçiyorum. Konusu düşündüğüm kadar ilgi çekici olmasa da tam bir görsel şölendi bu film benim için.. Ortaçağ Avrupası’nı baştan sona gezmek, o gotik havayı tatmak istiyorsanız bu filmi kaçırmayın derim..

Yılın En İyi Erkek Oyuncusu: 2010 yılının en iyi erkek oyuncusundan bahsetseydik kesinlikle Leonardo Di Caprio derdim.. Shutter Island‘dan sonra Inception ile ona olan hayranlığın kat ve kat arttı.. Ama daha yakın dönemden bir aktör seçmem gerektiği için Asya kıtasına rotamı çevirip ödülümü Hyun Bin‘e veriyorum!! İşin aslı Hyun Bin’in seyrettiğim tek dizisi Secret Garden ama sadece orada bile beni kendisine hayran bırakmayı başardı.. Gel tezkeree!! diye bağırarak diğer kategoriye geçiyorum 🙂

Yılın En İyi Kadın Oyuncusu: Han Hyo Joo diyorum.. Only You‘daki oyunculuğuna bittim, üstelik de çok hoş hatun.. Tü tü maşallah 🙂 Shining Inheritance‘da her ne kadar beni deli etmiş olsa da ajusshimizin filminde kendisini affettirdi 🙂

Yılın Kitabı: Bu mim vasıtasıyla son zamanlarda okuduğum en güzel kitabı sizlerle paylaşmak istiyorum. Kitap 2011 yılının değil ama o kadar güzel ki anlatmadan geçemeceğim.. Kate Ross imzalı Müzik Şeytanı‘nın konusu şöyle:

İtalya’da Como Gölü kıyısında, sislerle kaplı bir villada, İtalyan bir soylu beyefendi, genç bir İngiliz tenoru eğiterek sahnelere hazırlamaktadır. Villadaki kısa birliktelikleri, içlerinden birinin vahşice öldürülmesi ötekisinin de ortadan kaybolmasıyla sona erer.

Ve sahneye, Kate Ross’un ünlü dedektif karakteri Julian Kestrel girer. Eskiden kapkaççılık yapan yardımcısı Dipper ile Avrupa turu yapan Julian Kestrel, bu cinayet olayı ile yakından ilgilenir. Şüpheliler arasında eşini aşığıyla terk etmiş bir kadın, İtalya’daki Avusturya yanlısı yetkililere tepki duyan liberal bir soylu, alaycı bir Fransız beyefendi ve Kestrel’in düşlerini de süsleyen güzel ve çekici bir kadın bulunmaktadır. Kestrel kendisini kısa bir sürede, Avusturya karşıtı gizli Carbonari ajanları ve onların karşısında duran Avusturya polislerinin arasında bulur. Fakat tüm bu anlaşılmaz olayların ortasında, yalnızca ‘Orfeo’ olarak bilinen gizemli bir tenor bulunmaktadır. Orfeo gizli bir ajan mıydı? Gözüpek bir serüven tutkunu muydu? Yoksa kıskanç bir aşık mı?

(Alıntı: http://www.idefix.com)

Kısaca bu kitap okuduğum en iyi dedektif romanlarından biri, üstelik de anlattığı dönemi harika bir biçimde betimliyor.. Şatolar , derebeyleri, tenorlar.. Uff uf 🙂

Vazgeçilmezler: Benim için bu yılın ilk vazgeçilmezi bilin nedir? Tabii ki Ft Island!! 2011 yılında da onları dinlemekten vazgeçmedim, onlar da kaliteli müzik yapmaktan vazgeçmediler.. Özellikle Return albümleri ve o albümün çıkış parçası Hello Hello bu yılın favorisiydi benim için.. Kısaca Lee Hong Gi denen kadife sesli varlık bu sene de ağrılarımı dindirdi, dertlerime ortak oldu falan filan işte 🙂 Tatlı şey^^

– Bu senenin vazgeçilmez aktörü de Lee Dong Wook oldu benim için.. “Scent of a Woman”ı daha yeni izledim ve diziyi, Wookie’yi, tatlı karakterini çok sevdim. Bu adam daha uzun yıllar vazgeçilmezim olacak biliyorum..

-Kitap dünyasının vazgeçilmezi de yine Joanne Harris oldu benim için.. En son “Kıyıdakiler” isimli kitabını aldım ve okumak için sabırsızlanıyorum.. En sevdiğim kitabı olan “Beş Dilim Portakal” yazım için buyrunuz..

Profesyonel isimli şahane tiyatro oyunu 2011’de de tek favorim oldu.. Bu oyunu defalarca kez izledim ve her izlememde aynı zevki aldım.. Açılay gibi: “Oyunculuğuna, yüreğine, mizahına sağlık Bülent Emin Yarar ve Yetkin Dikinciler” demek istiyorum.. Ayrıca oyunun yazarı Duşan Kovaçeviç‘in “Bir İntiharın Genel Provası” isimli oyunu da en az Profesyonel kadar güzeldi, tavsiyemdir..

Tutunamayanlar: Tutunamayanlar konusunda Hikaru ile birebir aynı fikirlere sahibim. “Heartstrings” benim için yılın tutunamayanıydı. Haremimin ilk 3’ünde olan, bi tanecik Yong Hwa için anca izleyebildim, böyle acemi, böyle amatör bir senaryo ile daha önce çok az karşılaşmıştım.. Neyse sıradaki dizisi böyle olmayacak, ben inanıyorum 🙂

 “Flower Boy Ramyun Shop” da benim için pek tutunamayanlardan oldu.. Her türlü sosyal paylaşım sitesindeki ölümüne övgülerden sonra izlemeye başladığım için böyle düşünüyor olabilirim. İlk 6-7 bölümü oldukça iyiydi ama sonrası beni çok sıktı, oyuncular için izlenir ama.. Hele direk oyy direk 🙂

Benden bu kadar.. Birkaç gün sonra Mart ayına gireceğimiz için bu mimi burada sonlandırıyorum, artık 2012 yılının unutulmazlarına odaklanalım değil mi 🙂 Umarım sıkmamışımdır, herkese mutlu günler diliyorum..

En Güzel Ft Island Klipleri..

Ft Island klipleri güzeldir sayın okurlar, dans etmedikleri ve enstrüman çaldıkları için daha teması olan ve daha derin klipler çeker grubumuz. Hele bazılarını anlamakta bile güçlük çekerim ben mesela, düşünün artık 🙂 Her neyse, en sevdiğim Ft Island kliplerinden bahsetmek istiyorum bugün, hepsinin yeri ayrı benim için ama bazılarını ayrı seviyorum orası kesin 🙂 Buyrunuz başlayalım;

1- GIRLS DON’T KNOW

Bu benim en sevdiğim klip olmasına rağmen çekilip de yayınlanamayanlardan 😦 . Sebebini ben de bilmiyorum ama Won Bin gittiği için olabilir diye düşünüyorum.. Bu klibin en sevdiğim yanı tabii ki başta Hong Gi’yi odağa almış olması, bir de tüm üyelerin yüzünü net bir şekilde görebilmemdir. Bazı klipler var ki bir karmaşa bir keşmekeş, kimseyi göremeden klip bitiyor.. Bu klip öyle değil ama, özellikle kızların aşkı bilmemesinden dert yanan yanık sesli solistimiz tatlı kıyafetleri, mükemmel saçlarıyla hep odakta, şahane 🙂 Bu arada Hong Gi’nin bu klipteki saçları gerçekten ne kadar güzeldi, bundan iyisini ben henüz göremedim, yaşına uygun ne hoş bir model değil mi? Kuzunun klibin sonunda bariz bir şekilde görebildiğimiz lenslerine de dikkat çekmek istiyorum, güzel güzel 🙂

2- HELLO HELLO

Bu klibi o kadar çok izledim ki sanırım her karesini ezbere biliyor olabilirim 🙂 Hong Gi’nin adamakıllı giyindiği, saçlarını adamakıllı bir modele soktuğu hallerini seviyorum ya, bu klip de bu yüzden favorilerimden 🙂 Jae Jin faciası dışında herkes pek bir tatlı.. Yalnızz.. Bu kliple ilgili aklıma takılan bir soruyu sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim. Bu klipte Hong Gi ölüyor mu sayın okurlar? Arkadaşlarını kurtarmak için binaya dalıyor, dumanlar içinde kalıyor, sonra uyanıyor şarkı söylüyorlar falan, en sonunda binadan çıkmıyor, ama klibin bitiş sahnesinde yine o binanın önünden geçiyor.. Ay film gibi anlattım ha 🙂 Neyse bu konuda beni aydınlatanlar olursa sevinirim 🙂

3- LOVE LOVE LOVE

Evet sayın okurlar lütfen şoka girmeyelim, bu çocuk da Hong Gi maalesef o_O.  O peruğu andıran saçları da peruk değil bizzat gerçek:/ Neyse bu peruk faciası çok şükür kısa sürdü ve Hong Gi kankası Hee Chul’a verdiği sözü tutup saçlarını kestirdi. Gerçi hayranları da çok tepki vermişti bu korkunç imaja, ama tepki verilmeyecek gibi değil ki!! 🙂

Ama şarkı da klip de çok güzel.. Birbirine kavuşamayan iki kuklamız var bu klipte. Garip semboller göze çarpıyor, gözyaşı yerine dökülen fermuar başlıkları mesela.. Sonra klibin çekildiği acayip mekan, o ışıklar falan. Her şey çok gizemli ve ilgi çekici. Kısaca Hong Gi’ye rağmen sevdim bu klibi de 🙂

4- LOVESICK

Aah ilk göz ağrımı da es geçemem tabii ki.. Lovesick benim ilk Ft Island şarkım ve klibim aynı zamanda.. Hong Gi’yi buradaki uzun saçlı bebe haliyle tanımıştım ilk kez. Hepsi öyle küçük öyle tatlı ki.. Ah bir de Won Bin var tabii.. Onun olduğu her klip daha özel benim için..

Bu klibimizde de aşk acısı çeken çiftler gösteriliyor tek tek. Aralarda da bir ormanda ve kafe gibi bir yerde şarkı söyleyip çalmaya çalışan çocukları görüyoruz.. Hong Gi yine iki büklüm söylüyor şarkısını, ağzına sağlık çocuk..

5- AFTER LOVE

Ayrılık şarkısı dendiğinde ilk akla gelen Ft Island şarkılarındandır After Love. Klibi de en az şarkı kadar duygusal, grubumuzun 5 üyesi de terk ediliyor başta Hong Gi olmak üzere. Daha klibin ilk dakikalarında çimenlerde bir kız tarafından terk edilen Hong Gi en yanık sesiyle söylüyor şarkıyı. Yazık ama 🙂

Ayrıca Hong Gi’nin “Ben artık büyüdüm” dediği bir klip “After Love”. Uzun saçlı, sevimli çocuk imajından sonra yırtık kotlar, siyah ojeler, kısa siyah saçlar falan imajını bayağı değiştirmiş o dönemde. Bence güzel olmuştu, hatta keşke yine o saç modeline dönse..

6- THUNDER/ONLY ONE PERSON

Bu da Ft Island’ın dizi gibi çektiği kliplerden. Al çekirdeğini otur izle o kadar yani 🙂 Henüz ergen bir lise öğrencisi olan Hong Gi barda tanıştığı bir kızla danseder, öpüşür falan filan.. Ama sonraki gün derse ilk kez gelen öğretmenin o kız olduğunu anlayınca çok şaşırır 🙂 Tabi kız da.. “Aşkın yaşı olmaz” diyen çiftimiz yine de takılmaya devam ederler. Ama sonunda birileri (Hong Gi’nin düşmanı bir çete elemanıydı sanırım) bunları okul yönetimine şikayet eder.. Ve klibimiz kötü biter 😦

Thunder bence Ft Island’ın en sevimli klibi. Bu klibin devamı da vardır, ismi de “Man’s First Love Follows Him To The Grave”. Onda da Hong Gi barda öğretmeni yerine başka bir kızla takılır kaderi değişir falan.. Ama onu çok sevmedim ben. Burada çok masum, çok sevimli.. Çekirdekleri temin ettiyseniz buyrun izleyin derim 🙂

7- FT ISLAND

Grubun 2. klibi Ft Island. Adından da belli olduğu gibi tatlı mı tatlı bir tanıtım şarkısı. Bütün klip bir ormanda geçiyor. Hepsinin gerçekten minnacık olduğu bir klip. Hong Gi zaten bir damla, Won Bin deseniz ondan hallice, diğer elemanlar ayrı çömezler 🙂 O sempatik hallerini özlüyorum bazen.. Toplu saçları, sempatik kıyafetleriyle Hong Gi’nin bugünlerdeki tuhaf imajından eser yok. Neyse bu da geçecek diyorum, bir insan hayatı boyunca böyle berbat bir imaj benimseyemez nayırr 🙂

8- THE ONE

İngilizce özürlü Hong Gi ile diğer elemanların birlikte söylediği çok güzel bir şarkı “The One”. Ama ben bu şarkıyı ne zaman dinlesem kötü olurum, Won Bin’in dahil olduğu son kliptir bu çünkü, ve de birlikte söyledikleri son şarkıları 😦 Hatta vedalarını bile bu şarkıyla yapmışlardı 😦

Neyse bahsettiğim bu hüznün tam tersine çok eğlenceli bir klip bu. Klipte Jae Jin’in doğum günü var ve elemanlar neşeyle kutlama yapıyorlar. Klibin afetini de Won Bin olarak seçiyorum. Sen ne tatlı şeysin ya, gözlüklerine kurban 🙂 Aklımda hep bu klipteki neşeli halleriyle, o cool güneş gözlükleriyle kaldı bu çocuk. Yeni tarzı da çok hoş ama, beğeniyorum ben. Bir de Hong Gi’ye öğretse azıcık giyinmeyi nolurduu 🙂

Şimdilik bu kadar. Belki bu yazının bir “Part II”sini de yapabilirim ama göz bebeklerim bunlar.. Hepinize iyi seyirler^^

Ft Island: Hello Hello – Merhaba Merhaba^^

 

 

MERHABA MERHABA

 

Sana merhaba merhaba demek isterken

Elveda elveda diyorum şimdi

Oysa tek sevdiğim sensin demek istedim

Seni unutamadım demek istedim

Bana geri dön demek istedim

Hayır, bana dönmesen bile

Ben seni gerçekten çok sevdim

Duy sözlerimi

Kimse kimse kimse senin gibi olmadı

Belki 10 yıl sonra bile hala senin gibisi olmayacak

Yalnızca seni seven bir aptalım demek istedim

Bugün, bunları yüzüne haykırmak istiyorum

 

Sana merhaba merhaba demek isterken

Şimdi elveda elveda diyorum

Seni unutmaya çalışırken, olmuyor

Ben sana merhaba merhaba demek isterken

Sen elveda elveda diyorsun şimdi

Oysa ben ‘şimdiye dek sadece seni sevdim’ demek istedim

Seni özledim demek istedim

Seni bırakamam demek istedim

Lütfen gitme demek istedim

Seni hala seviyorum

Duy sözlerimi

 

Elveda demek için geldim

Seni seviyorum demek aptallıkmış meğerse

Ama yaşadıklarımızı hiç unutamıyorum

Gidiyorum bu yüzden

Sen benim tek sevdiğim değilmişsin

Bana veda eden biriymişsin sadece

Yüzüme bak ve bir yalan söyle

Beni terk et ve git demek istedim sadece

 

Sana merhaba merhaba demek isterken

Elveda elveda diyorum şimdi

Seni unutmaya çalışıyorum, olmuyor

Ben sana merhaba merhaba demek isterken

Sen elveda elveda diyorsun şimdi

Oysa ben ‘şimdiye dek sadece seni sevdim’ demek istedim

Bak herkes lalala diyor

Hahaha diyor

Tatata diyor

Herkes birbirine merhaba merhaba diyor

 

Ben sana merhaba demek isterken

Sen bana elveda diyorsun şimdi

Farklı, mutsuz selamlaşıyoruz bugün

Seni sevdiğim için merhaba merhaba demek istiyorum

Elveda elveda diyemem

Uzaklara da gitsen hala aşkımsın benim

Ben sana merhaba merhaba demek isterken

Sen bana elveda elveda diyorsun

Ağlıyorum şimdi

Bana elveda dediğin için ağlıyorum

Sana merhaba merhaba demek isterken

Elveda elveda diyorum şimdi

Oysa ben şimdiye dek sadece seni sevdim demek istedim…

 

Almanca ödevini yapmayan ben bugün oturup bu şarkıyı çevirdim, adam olmaz benden.. ama şarkıyı çok sevdiğim için sözlerini okumak istedim sonra da çevirmek geldi içimden.. yine klasik bir Ft Island şarkısı. arabeskvari sözleri var.. yine tek suçlu Hong Gi’yi terkeden kızcağız gibi görünüyor 🙂 bir “nappun yoca” vakası daha yani 🙂 olsun her türlüsü kabulüm, farketmez.. bir de Won Bin olsaydı.. işte o zaman kusursuz olacaktı şarkı da klip de..

klibe bir göz atarsak bu klibin yıldızını Hong Gi seçiyorum. bir yıldır rezil renklere boyatttığı, korkunç modellerde kestiği saçları adama dönmüş sonunda.. standart bir genç olmuş çok şükür.. (gerçi an itibariyle yine kestirmiş saçlarını uffs!)  klibin sonundaki o gülüşü yok mu! gif yapıp sabahtan akşama izleyesim var o kadar 🙂 dudağını büküp de yanan binaya bakışı falan çok tatlı.. iyi iş çıkarmış..

ve klibin felaketi.. Jae Jin! böylesine tatlı bir çocuk nasıl da kendini mahvetmeyi başarabiliyor pes.. o sarı peruğumsu saç da ne öyle? feci bir şey.. yapacak yorum bulamadım..

ve klibin yakışıklısı.. Jong Hoon.. saçlarını uzatmış toplamış süper olmuş, zaten yüzü güzel, çok tatlı olmuş.. ama klipte hiç görünmedi yani, arada zor yakaladım kendisini. ( malesef JH da kestirmiş klipten sonra saçını.. tarzdan hiç anlamıyor bu çocuklar!)

bir klip analizi burada sona erdi.. sağlıcakla kalın.. gitmeden bir de şarkının canlısını dinleyin.. dinlemeye değer gerçekten 🙂