“Coffee Prince” biraz geç oldu ama^^

evet gerçekten biraz geç oldu, sanırım aranızda bu diziyi izlemeyen yoktur.. hele ki blog dünyasında gerçekten çok ünlü Coffee Prince, Koresever bir blogger’ın el kitabında ilk onu izlemek yazıyor denebilir 🙂 bense bu diziyi nedense bir türlü izleyemedim bugüne kadar; Full House, Tree of Heaven gibi gereksiz dizileri izleyerek caanım diziyi atladım malesef.. fakat dün gece son bölümünü izleyerek bu güzel romantik komediyi de izlemiş olma zevkini tattım. gerçek bir romantik komediymiş kendisi, hani iki üç bölüm güldürüp, üç bölüm romantik takılıp sonra entrikalarla dramlarla sonuçlanan dizilerden değilmiş.. son bölümüne kadar romantik komedi olma özelliğini yitirmeyen tek dizi denebilir hatta.. esas kızla esas oğlan birbirini yanlış anlamadı, ayrılıp bölümlerce gereksiz yere dram yaşamadı, kötü anne, baba, dede, nene sendromu yok, “onunla evlenirsen şirketimiz batar” klişesi yok ooo daha ne olsun 🙂 daha önce de söylediğim gibi ben hariç herkesler bu diziyi izlemiş olduğu için konu falan yazmıyorum.. erkek kılığına girmiş kız hadisesi.. ama ne kız.. Kore’deki erkeklerin %80’inin bu kız kadar erkek olabileceğini düşünmüyorum ben. konuşması, oturup kalkması, saçı, başı kıyafetleri.. hepsi ama hepsi erkeksi.. yani kız erkek kılığına girmiyor aslında, onun tarzı bu, insanlar erkek sanıyor malesef, o da buna itiraz etmiyor, ee ne yapsın ekmek parası 🙂

bu konuya benzer iki dizi daha izledim, Hana Kimi ve You are Beautiful.. Hana Kimi’deki Ashiya Mizuki denen hatun kız çıtı pıtı minnacık bir kızdı, o sempatik, nazik tavırlarıyla erkek denmesi imkansız kendisine.. You are Beautifulda’daki Go Mi Nam ise beni dizi boyunca deli etmeyi başaracak kadar başarısızdı bu konuda.. insan bir nebze erkek olmaya çalışır, yokk.. havalı saçları, sevimli kostümleri, narin davranışlarıyla benden daha kızdı kendisi.. ve kimse bunu sorgulamamıştı dizide.. ama Eun Chan -Yoon Eun Hye- hepsine taş çıkardı.. Yoon Eun Hye’yi gerçekten çok sevdim dizi sayesinde..

her şey bir yana bu dizi sayesinde Gong Yoo ile tanışmış oldum sonunda. bugüne kadar filmini dizisini izlemediğim aktör kalmadı sayılır, ama Gong Yoo bu aktörlerin dışında kalmıştı.. çok yazık olmuş.. hele buradaki Han Kyul karakteri ile kendisini öyle bir sevdiriyor ki.. olaylara verdiği tepkiler şahane bir kere, şaşırması korkması falan.. sonra Eun Chan’a sarıldığı zaman yüzünde oluşan o ifade.. acayip bir şey gerçekten 🙂 vee bir de gülüşü.. en sempatik, en karizmatik, en çapkın gülüş sahipleri belliydi bu güne kadar benim için. ama en sıcak gülümseme ödülünü Gong Yoo’ya veriyorum.. gülüşü gerçekten insanın içini ısıtıyor.. diziye gelirsek yine, Han Kyul’un -Gong Yoo- travması ön planda ilk bölümlerde. çocukcağız bu güne kadar hep kızlarla takılmış, bir gün bir oğlan çocuğuna abayı yakıveriyor.. tabi çıldırdığını sanıyor, reddediyor, hatta kıza sarılıp test yapıyor kendince 🙂

buradaki dramatik ifade de testin sonucunun negatif olduğunu gösteriyor malesef.. ama o öyle duygusal öyle romantik bir pıtırcık ki tıpkı Nakatsu gibi “benim aşkım cinsiyet falan tanımıyor” diyor adeta.. “Ne olursan ol artık hiç önemli değil. İster erkek ister uzaylı, seni seviyorum.” diyor çocuğa sarılarak..

işte o sarılma.. ben hayatımda bu kadar sıcak, bu kadar güzel bir bakış görmedim.. neyse sonra gerçekler anlaşılıyor tabi, çocuk yaşadığı travmanın hesabını soruyo kızdan doğal olarak.. falan filan. barışıyorlar sonra, ama çok tatlı bir barışma oluyor. saf Eun Chan çocuğun evinin önüne gelmiş geri dönerken kestanelerini döküveriyor yola.. aynı şekilde Eun Chan’ın evinin önüne gelip geri dönen Han Kyul evinin önünde kestaneleri görüyor gülümseyerek toplamaya başlıyor ve kestaneler ikiliyi buluşturuyor..

Han Kyul pamuk şekeri gibi çocuk gerçekten, hiç kıyamıyor kıza affediveriyor.. tıpkı gerçek hayattaki gibi. insanlar kızar tepki gösterir sonra yumuşarlar. o da yaşıyor bunları teker teker.. zaten bu dizinin en sevdiğim yönü gerçek hayatın ta kendisini yansıtması.. aşkları, gelecek kaygıları hiçbiri abartılmamış, hepsi herkesin yaşadığı şeyler aslında.. soonra bizim Han Kyul evlenmek istiyor erkek fatma Eun Chan’la. hayaller falan kuruyor.. yirim yirim 🙂

Han Kyul’un hayallerine verdiği tepkiler bile şeker ötesi 🙂 kendisi böyle hayaller kuruyor ama bir yandan da Eun Chan’ı süründürmeye çalışıyor..  Eun Chan’ın dizinin ilk bölümlerinde hoşlandığı Han Sung’u hatırlatıp duruyor kendisine.. küçük kardeşiymiş ya da oyuncak bebeğiymiş gibi oynuyor kızla.. zavallı Eun Chan da onu ciddiye alıyor yavrum yazık 🙂

kıza zorla seni seviyorum dedirtip, sonra kızmış gibi telefonu kapatıp da kendinden geçmesi yok mu.. alem çocuk ya 🙂

okyanus sahnesi de kesinlikle favorilerimden.. buralar dizide Han Kyul’un Eun Chan’dan hoşlanmaya başladığı ama bunu kabul etmek istemediği, kendi kendine “yok artık, olamaz” dediği kısımlar. ah zavallı Han Kyul nasıl zor bir durumda, sevgisini çocuğa ancak o uyuyunca gösterebiliyor.. bu süreçte psikolojisi bozulacak diye korktum yani, gerçi psikoloğa da gitti. kahve yaparken çocukcağızı korkutan o tuhaf psikolog 🙂 kuzum ya nasıl çaresizdi o adamdan bile medet umdu 🙂

biraz da dizinin diğer karakterlerinden bahsedeyim. yani kafe çalışanlarından.. bir kafede ancak bu kadar tatlı, sempatik yakışıklı çocuklar olabilir, ah benim okulumun civarındaki kafelerde çalışacak o princeler, çıkar mıyım oradan bee 🙂

Coffee Prince’ın çıtırı, tatlısı Jin Ha Rim -Kim Dong Wook- 🙂 pozitif enerjisi ile diziye tat kattı gerçekten. biraz sapık biraz şıpsevdi olsa da onsuz kafe olmazdı. hem o da yıldızını buldu sonunda “Byul aah Byul” 🙂

artık Kim Jae Wook denince aklıma mutfak gelecek ya önce pastacımdı şimdi wafflecım oldu.. olsun ben onu böyle sevdim. (Marry me Mary’deki Jung In rolünü saymıyorum bile!) Sun Ki karakteriyle yine cool, yine karizmatik.. göz zevki yaşattı yine bana..

Hwang Min Yeop -Lee Eon-.. deli etti beni o Eun Sae cadısının eziyetlerine göz yumarak 17 bölüm boyunca.. kıskandırayım dedi onu da beceremedi.. aah ah nerde böyle fedakar erkek, hatta kurbanlık koyun bile denebilir kendisine.. sadece Kore dizilerinde olan cinslerden 🙂

bu amcamız da kafenin ortağı müdür Hong -Kim Chang Wan-.. yukarıdaki çıtırlar gibi yakışıklı olmasa da kendisi dizinin olmazsa olmazlarındandır.. öncelikle iğrenç ve pis bir insan.. dizi boyunca midemi bulandırdı sağolsun, bu kadarına pes dedirtti.. hele o pis evi.. ıyyk! o güzelim çocuklar o mikrop yuvasında yaşamak zorunda kaldılar. Ha Rim’in geceleri pislikten uyuyamaması çok iyiydi. “mikroptan ölüp gideceğim” diyordu yavrum 🙂 Sun Ki’nin de eve gelip “bütün gün yatmışsın bari evi temizleseydin, her yeri bok götürüyor” diye müdüre laf sokması falan çok komikti. ama Sun Ki akıllı çocuk, kendi odasını temizledi, onun bölgesi fena değildi evde 🙂 Hong ise tüm bunlara hiç aldırış etmedi, pis ama mutlu hayatına devam etti dizi boyunca 🙂

vee kafe dışından iki karakter. Han Kyul’un kuzeni Han Sung ve sevgilisi Yoo ju. adamın ses tonuna bayıldım bir kere harikaa. kesinlikle dublörlük de yapmalı bence, belki de yapıyordur 🙂 kendilerine gıcık 2. kötü kız ve 2. kötü adam olmadıkları için teşekkür ediyorum. süperlerdi, kendi alemlerinde takıldılar.. entrika falan karıştırmadılar diziye.. Coffee Prince’ın en büyük farkı da bu bence..  o bahsettiğim gereksiz karakterlerden yoksun olması..

bu terasa bayıldım. terasta bahçe olayını ilk You are Beautiful’da görmüştüm. burası bahçe sayılmaz ama andırıyor. Koreliler seviyor böyle gökdelende doğal yaşam olayını sanırım. çok tatlı baksanıza.. böyle evim olsa terastan çıkmam..

yazıma Eun Chan’ın sevimli kahveleriyle son vereyim dedim.. hiç bu kadar güzel kahve içmedim şimdiye kadar kıskandım 🙂 her neyse, ben bu diziyi sevdim. doğallığıyla, yapmacıklıktan uzak sade karakterleriyle, Gong Yoo’nun gülüşüyle.. falan filan.. bana kendini sevdirdi.. zor ama hala benden başka izlemeyen varsa kaçırmasın derim.. yalnız tek eleştirim OST konusunda oldu. diziye yakışır güzel şarkılar göremedim dizi boyunca. bir de vurucu şarkısı olsa tadından yenmeyecekti benim için..

Nisan 12, 2011 tarihinde dizi içinde yayınlandı ve , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin. 34 Yorum.

  1. ilk izlediğim diziler arasında, sebep yo eun hyedir, hatta gong neden bu kadar4 abartılıyor off şimdi kore kırosu tipli enteresan gömlekli adamöı mı çekeceğim diyerek başladım:)) 3 yıl önceydi sanırım alt yazıları bile yeni çevriliyordu izlediğimde hey gidi heyyy…
    dizi gerçketen de çok başarılıydı yan karakterler de iyidi ve izlerken her birimzi kendimizden hayattan birşeyler bulduk. en önemlisi kimseye hayat sunulmuyordu hayatı herkes tırnaklarıyla kazıya kazıya elde etti yaşadı… 3. ya da 4. bölüm sanırım köpeğin sahibi müzik direktörü adam kızı resim galerisi açılışına götürür orada bir replik vardı kız panikleyip ayrılınca otobüse biner ve bay A bayan B .. bir ev çizer ve bu adamları evin odalarına yerleştiri sonrada derki: bana oda bile yok sonrada şu parça çalar: http://www.youtube.com/watch?v=-tJ56yJvdQw hala aklıma geldikçe gözlerim dolar ve şu kıza köle olan kafede çalışan çocuğa gelirsek yazık o çocuk Hwang Min Yeop dizi sonrası motoruyla kaza yapıp öldü, allah rahmet eylesin.Kim Jae Wook ahhh maery me dizisini izleme sebebim ahhh kim sevmezli ahhh:))

    ah o kahveler ne canımızı çektirdi dizinin her bölümünde kendime sütlü türk kahvesi yaptım:)

    • ahaha kore kırasu ha 🙂 insan ilk kez görünce öyle diyor gerçekten, gömlekleri ilginçti ama alıştıkça yakıştırdım ben. yoon eun hye de gerçek çok iyiydi, çok netti çok cesurdu, çocuğu erkek olduğu halde ilk o öptü falan 🙂 otobüste ağladığı sahne çok gerçekçiydi gerçekten, zavallı eun chan ağlayınca kendini kaybediyordu zaten yazık..

  2. ben senin en sempatik, en karizmatik, en çapkın gülüş sahiplerini merak ettim masalcım 😀 😀

  3. hımm o kadar çok şey izledim ki bir düşüneyim..
    en çapkın gülüş: kim bum
    en sempatik gülüş: lee min ho
    en karizmatik gülüş: bi rain diyebilirim. bunlara ilaveten de,
    en tatlı gülüş: jang geun suk
    ve en güzel gülüş: kim hyun joong 🙂
    bu liste daha uzar gider, hepsi bir harika ya:)

    • hyun joong’a biraz kıyak geçilmiş sanırım, haha 🙂 🙂 ama hakikaten gülünce çok hoş oluyor, itiraf etmek gerek…

      ayrıca en sempatik, en çapkın ve en tatlı kategorilerine aynen katılıyorum. yalnız ben bir de song joong ki’nin gülüşünü çok severim, onu da en şirin diye listeye alabilir miyiz? hatta bakınız:

      song-joong-ki_cute

      ehu ehu 🙂

  4. song joong ki’yi izlemedim henüz, ama sen şirin diyorsan öyledir, aldım gitti onu da listeme 🙂

    • o zaman sana bir doz sungkyunkwan scandal’ı şiddetle tavsiye ediyorum. hem hikayesi çok hoştur, hem de başrol oyuncusu olan dörtlünün dördü de birbirinden şekerdir. joong ki’nin hastası olmazsan gel beni bul 🙂

  5. bu günlerde tekrar izliyoruz bu diziyi ve en baştan gülüyorum her şeye çok güzel bir diziydi.hepsini ayrı sevdim .dram yoktu ve komikti bu yüzden tekrar tekrar izlerim ben bunu 🙂

  6. evet ya entrikasız dramsız dizi izlemeyi özlemişim gerçekten iyi geldi bana da, bi kaç aya ben de tekrar izlerim herhalde 🙂

  7. Şimdiye kadar izlediğim en iyi kore dizisiydi kesinlikle. Diziyi 2 defa izledim. Ama sevdiğim sahneleri ara ara açar seyrederim hala. Gong Yoo ve Yo Eun Hye’ın uyumu harika. Herkesi zevki ayrı ama Gong Yoo’nun gülüşünün üstüne tanımıyorum ben. O gülümsiyince ekran başında bende gülümserken buluyorum kendimi.

    • evet ya gong yoo gülüşü için kesinlikle patent olmalı böyle bişey olamaz.. hele kıza sarılırken öyle sıcak gülümsüyor ki insan rol yaptığına inanamıyor.. 17 bölüm az geldi ama ya çabuk bitti, başka dizilerine akacağız artık ne yapalım 🙂

      • BU aralar bende arayıştayım. En son Paradise Ranhch’i seyrettim. orta karardı. şimdi de Dream High’ı seyretmeyi düşünüyorum. Fakat ilk bölüme biraz baktım çok sarmadı. Şöyle hem romantik, hem komik kız güzel oğlan yakışıklı bi dizi arıyorum. 🙂

  8. sana birkaç tavsiyede bulunabilirm, gerçi zevkler çok değişiyor ama izlemediysen bi dene bunları derim 🙂

    -boys over flowers (ki bunu izlemişsindir sanırım)

    -my girlfriend is a gumiho (başroldeki oğlan çok yakışıklı değil ama acayip tatlı, yan karakterlerde bi afet var ama 🙂 komik güzel bir dizi)

    -shining inheritance: komedi değil ama ben çok sevmiştim heyecanlı entrikalı falan..

    -a love to kill: bu da komedi değil ama çok güzel dizi. başrolde bi rain var adam bi kaslı sorma, acayip yakışıklı 🙂

    • -boys over flowers’ hana yori dangoyu seyrettiğim için atladım. Çoğu yerde kore yapımının japon yapımı kadar iyi olmadığını okudum birazda o etkiledi sanırım.

      -gumihoyu izledim ve bayıldım. kız tam bi afet hakkaten.

      -shining inheritance: bunun içinde beklemedeyim çevirmeni altyazılarını güncelliyordu. İlk çevirisi iyi değilmiş heralde.

      -a love to kill: Konusu çok ağır gelmişti intikam hikayeleri beni pek sarmıyor. Bide Rain yakışıklı falanda Full Housedan kendisine kıl kapmışlığım var. neydi o giydiği kıyafetler. ıyyyyg. 🙂

  9. boys over flowers’ı kesinlikle izle, harikadır özellikle ilk sezonunun üstüne az dizi tanırım. hana yori dangoyu ben de izledim ama Kore versiyonunun yeri başka gerçekten.. bir de full house yüzünden sakın soğuma a love to kill’den. full house’u ben de hiç sevmem ama Rain bu dizide gerçekten çok karizmatik çok tatlı.. shining inheritance’ı da ben ingilizce altyazılı izlemiştim, sen altyazıları takip et derim, iyiyse izlemelisin ama kötü altyazıyla güzel diziler de heba olabiliyor..

    • @masalevi, sheyma: ben hâlâ ve ısrarla sungkyunkwan scandal diyorum 😀 😀 tarihi dizi diye gözünüz korkmasın; hiç de öyle gibi değil… hatta “tarihi F4” diye de adlandıranlar var; yani başroldeki dörtlü nerdeyse F4’tekilerle yarışacak yakışıklılık ve sevimlilikte. hikâye de çok akıcı ve sürükleyici, hem romantik hem komik. ehemmm, amma reklam yaptım 😀 😀

      • Sungkyunkwan scandal’ı bikaç ay önce ayıla bayıla seyretmiş biri olarak, bende izlemeyen herkese şiddetle öneririm. Tarihi değilde okul dizisi diye sınıflandırmak daha doğru olur bence. dizideki yakışıklılar ne kadar iyise başrol kızımızda bi o kadar tatlıydı. Ben bu kızı takibe aldım yıldız ışığı deler ya bu kızda ondan var.Adını arayıp bulamıycam şimdi. zaten şu oyuncuların adlarını bi hatırlasam. hepsi birbirine karışıyor 🙂

      • bende hep tarihi dizi diye tepkiliydim skks dizisine ama sen böyle f4 falan deyince izlemek farz oldu artık yapacak bir şey yok 🙂

  10. Gong YOoo’nun gülüşü deyip duruyorsun hatırlatayım o benimdir. Benimmmmm :)) Benden bahsetmemen ayrıca hicap verici ha ha ha ha 😀

    • ahaha ama adam güzel gülüyor ben ne yapayım şimdi objektif haberler ulaştırmaya çalışıyorum insanlara 🙂 ayrıca da Gong Yoo’nun en büyük en birinci hayranının sen olduğunu bilmeyen yok valla, tekrarlayayım ben de o zaman: Gong Yoo güzel gülüyor ama Allah sahibine (La Fea’ya) bağışlasın 🙂

  11. Ne güzel anlatmışsın, yeniden izlemiş gibi olmakla beraber yeniden izleyesim geldi:))

  12. sağolasın canım, izler izlemez yazdığım için taze taze detaylı bir yazı oldu. zaten bu dizi de tekrar tekrar izlenir ki amaa 🙂

  13. ah ahh içimden neler geçiyor ama dökemiyorum işte 😀

  14. ama sen böyle deyince biz iyice merak ediyoruz sevgili mavi 🙂 neler geçiyor ki içinden??

  15. kesinlikle harika bi diziydi..sana katılıyorum yoon eun hye harika bi erkek rolü yapmış yaa çok başarılıydı..ve klişelerden de uzak bi diziydi yok zengin oğlan fakir kız,kötü dede falan yoktu öyle şeyler..
    bende senin gibi bu dizi sayesinde Gong yoo yu tanıdım..diziyi ilk indirdiğimde çocuğu görünce izlemek istememiştim bu ne çirkin falan demiştim..ama izleyince hastası oldummm yaa o nasıl tatlı bi insandır..aşık rolünü nasıl böyle güzel,gözleri içi parlayarak yapabilir yaa..bittimmm..

    • öncelikle bloğuma hoşgeldin canım.. coffee prince’ı ben baya bi geç izledim ama gerçekten çok sevdim çünkü dediğin gibi özellikle başrol oyuncuları çok ama çok kaliteliydi. gong yoo ilk başta bana da hitap etmedi nedense ama izledikçe insan onun ne kadar tatlı ve samimi biri olduğunu anlıyor.. kıza bakarken bile gözlerinin için parlıyordu, nasıl da içten sarılıyordu.. saçma sapan romantik komediler gibi bi ayrıl bi barış yapmadılar, gerçek bir aşk vardı dizide..
      yoon eun hye ise gerçek bi erkekti benim için 🙂 gong yoo kesinlikle kızdan daha güzel ve bakımlıydı 🙂 kız rolünün hakkını verdi yani..

      • haklısın ortada gerçek bi aşk vardı sanki dediğin gibi..
        ve de gong yoo da dediğin gibi kız gibi çok bakımlıydı ya yerim ben onu 😀 😀

  16. Secret girl

    Dizi süperdi eun hye gerçektn erkeğe benzmş koreli erkeklerdn daha fazla erkek olmuş rolunu süper yapmş gong yoo yu ilk defa bu dzde izldm rolunù başaryla yapmş ikilemd kaldğı anlar süperdi yan roldki kza bayldm çok güzel ama kore dzilrnd güzel kzları yan role veriyolar ama bu güzel kızı erkek kılığna şokamazsn o ayrı meşele yan roldki erkeğn şesi çok gvzel gerçektn kafde çalşn çapkn çocuğa bayldm çok tatlı dizidki herkes rolunv süper yapmş dizi çok eğlnclydi sadce eun chanin annesyle sevglsnn sahnelri sıkıcydı izldğm en güzel dizydi herkese şddetle tavsye edrm masal evi yorumun çok guzel olmuş ellrne sağlk

    • merhaba canım bloğuma hoş geldin.. evet ya o kadar kız gibi çıt kırıldım erkeği gördükten sonra eun hye bayağı bir erkek imajı verebildi bize.. mesela kim jae wooktan sonra bu kızın taş gibi erkek olduğunu anladım yani 🙂 yan roldeki çocuk tam dublör olmalık gerçekten, o nasıl tok bir ses bayıldımm.. ha rim zaten dizinin pıtırı yani o olmazsa olmazdı kesinlikle.. aynen anneli kısımları atladım ben de laf aramızda baya bi sıkıcıydı ama olur o kadar kusur artık napalım 🙂 güzel yorumun için çok teşekkürler canım, hep beklerim kendine iyi bak^^

  17. inanılması güç ama ben coffee prince dizisini daha 2 gün önce izledim 🙂

    arkadaşlarımın bütün tavsiyelerine rağmen izlememiş hatta gong yoo bana itici geldiği için ilk bölümden sonra bırakmayı bile düşünmüştüm. neyse ki her dizinin başı sıkıcı oluyor inanışıma sonuna kadar bağlı kalıp ilk 3-4 bölümü atladıktan sonra kendimi birden dizinin sonunda buldum. hatta ben 18 bölüm olduğunu sanarak izlediğimden 17de bitince şok oldum.

    kore dizisi serüvenime boys over flowers gibi mükemmel üstü bir yapımla başladığım için kolay kolay beğenemiyorum her diziyi. buna rağmen coffee prince için beni en çok etkileyen yapımlardan biri diyebilirim. top beşime girdi yani. dizi hakkında yukarıda yazılmış olan çok şey var. çoğuna katılıyorum ancak bir yorum var ki en çok ona katılıyorum; o da başta itici bulduğum gong yoo nun ekranın dışına taşacak kadar büyük bir samimiyeti barındıran gülüşü… gerçi bu dizilerdeki adamların “hyun bin en başta olmak üzere” hemen hemen hepsi güzel gülüyor…

    Teşekkürler Masal Evi
    Blogunu çok beğendim ve bundan sonra müdaviminim
    Portakal

    • bloğuma hoş geldin portakalcım, rica ederim güzel yorumunla bloğumu renklendirdiğin için ben teşekkür ederim^^
      sen gerçekten en güzel Kore dizisiyle başlamışsın bu serüvene, artık her şeyi beğenmen imkansız 🙂 ben de bofu izledikten sonra ne dizileri kolay kolay beğenebiliyorum ne de jönleri, o ayrıydı gerçekten.. Kore versiyonu kadar güzel olmasa da Japonu da iyidir bof’un, izlemeni tavsiye ederim..
      Gong Yoo’nun inanılmaz çok hayranı var blog camiasında, ben onunla daha yeni Coffee Prince ile tanıştım, samimiyeti etkiledi beni aslında, kıza bakışlarındaki o sıcaklık falan çok tatlıydı.. her ne kadar kıyafetlerini kıro bulsam da sevdim kendisini 🙂
      yine beklerim canım, görüşmek üzere^^

  18. Bir dizi bu kadar güzel anlatılır okurken yüzümden gülümseme eksik olmadı Han Kyul’un kuzeni Han Sung aynı zamanda Pasta da ki şefimizdir bu dizide çirkindi benimde Yoon Eun Hye yi sevmemin sebebi bu dizidir Gong Yoo nun gülüşü beni de hayran etmişti son bölümde şarkı söylemesine hayran kaldım
    Hwang Min en çok üzüldüğüm kişi neden diye sorarsan diziden kısa bir süre sonra motorsikletiyle kaza yaparak vefat etti ve ben buna çok üzüldüm kahroldum hatta çünkü çok sevmiştim
    Anneme izlettiğim ilk dizidir kendisi hele o Ajussi nin pisliğine annemin tepkisi beni öldürdü tamam pis olmak güzel bir şey değil hatta iğrenç ama annemin yorumları beni gülmekten öldürdü dizi boyunca
    Ve dizinin sonunda kızımızın bir afet olarak döndüğünü yazmamışsın o hali süperdi çok beğendim 1 sene daha kalacağım deyip çocuğa süpriz yaptı o çok güzeldi ama bir düğün görmek isterdim diyebilirim…

    • çok teşekkürler Arzucum, ben coffee prince’ı biraz geç izleyenlerdenim, blog okumaya başladığında yazılan övgüleri görüp izledim bu diziyi. çok da sevdim, en güzeli gong yoo ile tanışmış oldum, en sıcak gülen adamla 🙂

      pasta’yı izlemedim, ama seveni çok, listemde bu dizi de 🙂 han sung’un ses tonunu çok sevdim ben, tok bir sesi var çok etkileyici 🙂 hwang min’in kazasını da dizi bitince öğrendim, iyi ki de öyle olmuş, yoksa ona üzülmekten izleyemezdim..

      ajusshi ne pis bi adamdı dimi ya ahaha 🙂 annelere izletmek sakıncalı, çok pis eleştiriler gelir haklısın 🙂

      aa o kısmı unutmuşum herhalde, kızın afete dönüşmesi çok hoştu gerçekten, gerçekten gong yoo’ya yakışır bi aday oldu en sonunda 🙂 dizinin finalini ben de sevdim ama düğün olsa tadından yenmezdi. Kore dizilerinin bi eksiği de bu, düğünü hep es geçiyorlar..

      yorumun için teşekkürler canım^^

  1. Geri bildirim: yepyeni haberler^^ filmler, diziler, albümler… « Masal Evi

Yorum bırakın